Orijinal Düşünce

Öncelikleri Belirlemek
10 Ocak 2018
Özgüven
10 Ocak 2018

Öğrenen beynimizin orijinal düşünceye sahip olma yeteneği vardır. İnsanlar, farklı fikirleri bir araya getirerek tamamen farklı fikirler yaratabiliyorlar. Kombinasyonlar sınırsızdır ve aslında orijinal fikirler geliştirmek, hayatımız boyunca yaptığımız bir şeydir.

“Biz Ne Biliyoruz ki!” isimli belgeselde izlemiştim, bilim adamları, orijinal düşüncenin oluşumu sırasında bunun sinyalini ölçebilmişler ve buna “aha anı” demişler. Bu an, saniyenin beşte biri kadar süren elektriksel bir patlamadan oluşuyormuş.

Dinginlik ve “Aha” Anlarının Farkına Varma

Beynimiz, günlük hayatı sürdürürken de düşünceler ve hisler tarafından bombardımana tutulur. Hayat karmaşık ve düzensiz yapıdayken etraftan gelen milyonlarca bilgi ve aralarında görülen tehdit ve fırsatlar birbiriyle yarışır. Bu aşamada orijinal düşüncenin küçük elektriksel sinyali, diğerlerinin arasında belli olmaz. Ama geri plandaki bu seslerden bazılarını kapatabilirsek bu aha anlarının farkına varma şansımız artar. Orijinal düşünceyi yaratmanın en iyi yolu uygun bir rahatlamadan geçer. Tarihin en büyük fikirlerine bir bakalım:

  • Newton, yer çekimi teorisini çimenlerin üzerine yatarken bulmuştu.
  • Galile, zamanı sarkaçla örtme fikrini bulduğunda kilisede sessizce oturuyordu.
  • Niels Bohr isimli bilim adamı atomun yapısını hayal ettiğinde pistin etrafında dönen yarış atlarını seyrediyordu.

Beyinleri rahatlamış haldeki insanların bu fikirleri dünyayı değiştirdi. Belki de bu, hepimizin öğrenmesi gereken bir şeydi.

Her İnsan Eşsizdir ve Yaratacağı Eşsiz Öykülerle Bağlantı Kurabilir

Yaratıcılık; bir şey yaratmak için hayal gücünün ve orijinal fikirlerin kullanılmasını sağlar. “Yapamamam” engeliyle karşılaşıldığında bile denendiğinde olduran, oldurduğunda merak edip öğrenen, öğrendikçe üreten, ürettikçe özgürleşen, özgürleştikçe seçenekleri çoğaltan ve sınırsız yaratıcılığını sanata çeviren bir hal alır insan.

Yaratıcılar, olanakları zorlayan gözlemcilerdir. Kendisinin her insan gibi eşsiz ve farklı olduğunu bilir ve bu farklılıkların zenginlik yarattığının farkındadır. Eğitimlerimizde ve koçluk ilişkilerimizde her gün buna tanıklık ettiğimiz örnekler yaşıyoruz. Kullandığımız araçlarla katılımcılarımızın potansiyelini ortaya çıkarabilmeleri için öyküleme ile anlam oluşturmalarını sağlıyor, yarattıkları hikayeler vasıtasıyla yaşamsal hedefleriyle nasıl bağlantı kurduklarını gözlemliyoruz. Buna dayalı olarak diyebiliriz ki;

  • Her insan eşsizdir, tektir. Her insanın doğasında yaratıcılık vardır ve kendini yaratır.
  • Çünkü her insanın doğası anlam arayan ve anlam yaratandır.
  • Her insanın anlamlı bir hayat yarattığı eşsiz güçlü yönleri ve yetileri vardır.
  • Her yaratacağı eşsiz öykülerle bağlantı kurabilir.

“Bunun Benim İçin Anlamı Ne?” Sorgusu

Yaratıcılık, ona artık hizmet etmeyen mevcut durumdan, arzu edilen ideal duruma yolculuk sürecidir. Bir nevi değişimdir. Yaratıcı, değişim yeteneğinin farkındadır. Bu değişimin anlamını bir çocuk merakıyla sorgular ve kapsayıcı (ondan etkilenenleri de) düşünür. Bunun cevabı yaratıcı için pusuladır.

Orijinal düşünce bu anlama yönelik sinyal verir. İnsanın doğasında zaten var olan anlam aramak, “bunun benim için anlamı ne?” sorusunun cevabını aydınlatır. Bu cevap onu, bu anlamı derinleştirmeye ve bu bağlamda kendini keşfetmeye iter. Hangi hedeflerin onlar için ne anlamı taşıdığını keşfetmesi, çabalarını o anlamlı hedeflerle ilişkilendirerek doğal motivasyonlarını yaratma yeteneklerini de devreye sokmasını sağlar.

Büyük Resimde Ne var?

Yaratmak, insanın sahip olduğu bu yetileri kullanarak zihnin sınırsız hayal gücünde çizilen resmin inşa edilmesidir. Yaratıcılar, bir fikir yaratmaya kalkışmadan önce zihnini girdiği bu niyette tutacak ön hazırlıkları yapmakla başlar. O hayal gücü, yani büyük resim ne istenildiği ile doğru orantılıdır, ne istemediğimizle değil. Bunun için de dile dikkat etmek gerek. Kendinize şunları sorun:

  • Ne istemediğimi mi dillendiriyorum?
  • Ne istediğimi mi?
  • Hangisi beni nereye taşır?
  • Olmak istediğim yer neresi?
  • Bunun benim için anlamı ne?

Bu soruların cevapları büyük resmin hikayesini yaratır. Hikaye öyküseldir. Sözcükler ise düşünce şeklimizdir. “Hangi sözcükleri kullanıyoruz?” Sorusu o nedenle önemlidir. Hayallere engel olacak tek şey zihnin bu sözcüklere yansıyan prangalarıdır. İnsan bu parazitleri beslemeye devam ettiğinde prangaların demir soğukluğunu her adım atacağı sırada daha fazla hisseder. O halde neyi seçiyorsunuz?

  • Geçmiş ya da gelecekte yaşamayı mı? (Zihnin prangaları olan korkular, kaygılar, varsayımlar, ön yargılar gibi parazitleri mi?)
  • Hayalleri inşa edecek şimdide yaşamayı mı? (Anlamlı hedeflerinizi eyleme geçirecek kaynaklarınızın farkında olmayı mı?)

Gelecek, “Şimdi”de İnşa Edilir.

Asıl mesele, ne istediğimizi bilmek. Yaratıcılar niyetlerine ne istediğini alırlar, odaklarını bu niyete taşırlar. Bu niyet onların kendileriyle, başkalarıyla, çevreyle ilgili farkındalıklarını arttırır. Bunun için geçmişte ya da gelecekte değil, şimdide yaşarlar. Çünkü gelecek, geçmişten gelen güçlü yan ve değerlerle, şu an ne mümkün olduğu sorusunun cevabının bulunduğu “şimdi”de inşa edilir. İradeler devreye girer ve büyük resmi doldurmaya başlar.

Yaratıcı bir hayat yaşamak için kendi yönteminizi bulmalısınız. Bazen tek bir mısraın, çok sakin bir deyişin sizi açtığına tanıklık edebilirsiniz. Sizi açan, kendinizle ilgili bağlantınızı kuran o şeyi bulun.

Selnur Gülek (ACC, ACPC)

Profesyonel Koç, Eğitim Danışmanı

Karanlıkta ve Sessizlikte Diyalog İş Atölyeleri Danışmanı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: