Gelecek hayalin ne, yaşam amacın ne, eylemlerin bunlara dair hedeflerin mi diye bir soru ile karşılaşıldığında “yahu ne gelecek hayali, ne yaşam amacı, ne hedefi !” diyenler ve bugüne kadar bunu kendine hiç sormadığını söyleyenler olmuyor değil. Günlük yaşamlar, günü kurtarmalar, öfke, kaygı, anksiyete, çaresizlik, eylemsizlik, atalet vb gibi bir çok istemsizlikler, sistemin lastiğinin bizi kendi merkezinde tutması ve onun bize sunduğu hayatı yaşamamızı kaçınılmaz kılar. Koşturmaktan, nefes alamadığımızdan, hiçbir şeyi yetiştirememekten ettiğimiz şikayetler artar. Ne yapmak istersek erteler, sadece acil olan işleri bitirmeye çalışırız.Nedense herkesin işi acildir ve herkes kendi işinin önce yapılmasını önemser. Böyle olunca da isteklere hayır diyememeler çoğalır ve bir şeyin acilliği genellikle başkalarının beklenti ve önceliklerine bağlı olur. Bu sebeple zaman, en kıt bulunan kaynak haline gelir:
Evet, her gün bir şeylere evet ya da hayır demekteyiz.Neye evet ya da hayır derken, nelerden vazgeçiyoruz? Tüm bu baskılar içinde çalışma hayatını ve ilişkileri sağlıklı biçimde yürütmenin yolunu ararken şikayetlere sığınmak, kurumsal, kişisel ve sosyal zamanı dengeleyememenin kaçınılmaz sonuçları olarak karşımıza çıkmaktadır. Oysa bireylerin acil ve önemli işlerin ayrımını kurumsal ve kişisel ihtiyaçlarını dikkate alarak yapması, buna göre oluşacak öncelikler listesine göre paylaşılacak sorumluluklarla devredilen yetkileri düzenleyebilmesi bireysel ve kurumsal başarıyı doğrudan etkilemektedir.
İhtiyaçları önceliklendirmek
Kaynakları ve fırsatları fark etmek
Seçenekleri görmek
Hayır diyebilmek (öz denetim)
Potansiyele güvenmek ve yetki devri
Etkin dinlemek
Net olabilmek
Empati
Kendini geliştirmek
İnisiyatif
Karar almak
Seçimleri yapıp eyleme geçmek
Sahip çıkmak ve takip
Öz sorumluluk
Kendine zaman ayırabilmek (baltayı bileyleme)
….
vb gibi becerilerin kulağa hoş geldiği oranda aslında sahip olduğumuz ama kullanmadığımız ya da az kullandığımız güçlü yanlarımız olduğu da başka bir gerçektir. Bunun için de kendimizi yani varlık sebebimizi (misyonumuzu), amacımızı, hedeflerimizi, zihniyetimizi ve buna bağlı yaptıklarımızın neye hizmet ettiğini sorgulamak gereklidir.
Tüm bunları değerlendirip, kendi farkındalığımızla değiştirebildiğimizi hayal ettiğimizde, neler gerçekleştirebileceğimizi ve bunların hayatımıza getirdiği sonuçları gözümüzün önünde canlandırdığımızda neler hissediyoruz?
Neyi seçiyoruz?
Şimdiki ben’i mi, ideal ben’i mi?
Buraya kadar okuduysanız, dönüşüm zamanının farkındasınız demektir. Kendinize zaman ayırdığınız için sizi tebrik ederiz… Dahası için “Öncelikleri Belirlemek, Zaman ve Stres Yönetimi” eğitimlerimizde ve koçluk ilişkilerimizde birlikte olmak dileğiyle…
Kendinize ait, güzel bir hafta dileriz.
Selnur Gülek
Profesyonel Koç, Eğitim Danışmanı